18 Eylül 2013 Çarşamba

Boş Vakit Öldürme Halleri

Herkese Merhabaa,

Hollanda'dan dönüşümün temmuz başına gelmesi sebebiyle bu yazım temmuz başı itibariyla başladı. Bütün yaz kpss çalışmanın derdine düşmüş ben, ne olduysa bu fikirden tamamen kopup kendimi el işlerine, kitap okumaya ve yabancı dizilere sarmış halde buldum.

         İlk olarak izlediğim yabancı diziyle başlamak istiyorum ve o da 5 arkadaşın bir arada olduğu fakat içlerinden birinin eşi ile nasıl tanıştığını ve geçmişte arkadaşlarıyla yaşadıklarını çocuklarına anlatmasını konu alan bir dizi olan How I Met Your Mother. 

Dizinin her bölümü 20'şer dakikadan oluşmakta ve bir sezonda ortalama 22 bölüm bulunmakta. Bu sezon 9. sezon yani final sezonu başlayacak olan dizinin ben ancak 6. sezonuna kadar gelebildim :)

İzlediğim her bölümde kendimi gülmekten alıkoyamadığım, Barney adlı karakterin oyunculuğuna hayran kaldığım, Lily ve Marshall'ın o büyük aşkına özenle baktığım bu diziyi çok severek izliyorum.



Duyduğum kadarıyla dizide Amerika, daha doğrusu New York City tanıtımı yapmak fazlasıyla amaçlanmış ve gerçekten de hakkını veriyorlar. Bir dilci olarak dizilerden öğrendiğiniz kelimeler aklınızdan çıkmayacağı için benim bugüne kadar aklıma kazınan günlük İngilizce ağzı bir sürü kelime oldu.

Eğer siz de boş vaktim çok, bir şeyler izlemek istiyorum diyorsanız mutlaka diziyr başlayın. Bu arada yeni sezon 24 eylüle başlayacak. Haberiniz olsun ;)



İkinci olarak bu yaz Debbie Macomber'in kitaplarına da sardım ve Seri olan altta gördüğünüz kitaplara başladım. Aslında bu kitapların hikayesi geçen yaz başladı benim için. Festivalden aldığım Küçük Mucizeler Dükkanına Dönüş adlı kitabın 4. kitap olduğunu ancak aldıktan sonra farkettim ve bir sene sırf bu yüzden okumaya başlayamadım. Dediğim gibi baktım bir sürü vaktim var önceki 3 kitabını da aldım ve bir solukta okudum. Kitabı okurken gerçekten sayfaların nasıl akıp gittiğinin farkına bile varamayacaksınız. Her karakterde kendinizi bulacaksınız ve hayatta küçük hatta minicik mucizelerin bile insanın hayatını nasıl değiştiğini fark edeceksiniz. Şu anda serinin 4. kitabını okuyorum ve bitmesin diye bir kaç gündür elimi bile sürmedim ' benim de böyle bir huyum var işte :) '

Yine boş zamanı olanlar için sıkılmadan okuyabileceğiniz bu kitapları şiddetle tavsiye ediyorum.





Veeee son olarak patik örme hastalığı başladı ve bir bebek patiği ördüm birden fazla da aşağıdaki patikten :)



Hasta yatağımdan sevgilerrr :)

16 Eylül 2013 Pazartesi

Hayaller ve Aşk Şehri Paris...

Herkese merhaba,

        Blogumu yeni açmış olduğum için bir kaç post üst üste atma isteğinden kendimi alıkoyamadım ve bu postumda sizi Paris'e götüreceğim.

        Bir Erasmus öğrencisinin gitmek isteyeceği ülkelerin en başında Paris gelmekte ve bunu gerçekleştirmenin hayalleriyle Erasmus'a katılınmaktadır. Ben de bu hayali gerçekleştirmiş bulunmaktayım. Megabus adında öğrenci dostu otobüs ile Amsterdam'dan Paris'e 12 Euro gibi çok cazip bir fiyata gidebildik.


      Yaklaşık 5 ay önce kış Fransa'yı yavaştan terk etmeye başladığı zamanda bulundum ve döndüğünüzde özlemini gerçekten hissedeceğiniz bir şehir olarak kalbinizin bir kenarında mutlaka yer alacak.

İlk olarak size erkek arkadaşım ile benim çok beğendiğimiz Paris'teki o güzel akşamımızın simgesi olarak gördüğümüz kırmızı bir motorla başlamak istiyorum.


Bu sokağın sonunda fark etmeden kendimizi Notre Dame'ın önünde bulduk. (Gerçekten tesadüf :))

İlk olarak Notre Dame'a varmadan Seine nehri karşıladı bizi ve bu manzaranın karşısında bir müddet oturup geçen turistler için yapılmış gezileri izleyip onların eğlencelerine ortak olabilirsiniz.




Ve şimdi Notre Dame karşınızda




Ve buradan Eyfel kulesinin önünde devam eden Seine nehrinden ve Eyfel kulesinden fotoğraflarla birliktesiniz.







                  Şanzelize'den bir kare...



Son günümüzde biz Paris'e özgü damarlarınızda Fransız milliyetçiliğini hissedebileceğiniz bir kafede otururken birden yağmur başladı ve Fransa'dan da yağmurla birlikte biz de ayrılmış olduk..



#Paris gerçekten çözmesi çok kolay bir şehir fakat ilk adım attığınızda karşınıza çıkan her insanın Fransızca konuşma katılığıyla karşılaşarak ürkebilirsiniz. Şanslıyız ki, İngilizce bilen bir sürü kişiyle karşılaştık ve ilk şoku kolayca atlatabildik. 

Umarım oraları gezmek herkese nasip olur ve bana da bir kez daha nasip olur.


 Gözlerinizi kapatın ve müziğin güzelliğine kendinizi bırakın.

Sevgiler,



15 Eylül 2013 Pazar

Cupcake Sevenler 'Cupcake Lovers

Herkese merhaba,

Bu postumda biraz cupcake ile ilgili şeylerden bahsetmek istiyorum. 

             Cupcake bildiğiniz üzere minik kapların içine koyulmuş her türlü yapabileceğiniz minik keklerdir. Bu kekimiz İngiliz İngilizcesinde Fairy Cake, Avusturya İngilizcesinde Patty Cake Tık tık olarak geçiyormuş fakat bildiğiniz üzere Cupcake evrensel olarak her ülkenin kullandığı bir terimdir.






              Günümüzde kadınlar arasında bir cupcake çılgınlığıdır almış başını gidiyor ve tabi ki üreticiler de bunu fırsat bilip cupcake ile yapılabilecek her türlü ürünü yaparak hanımların gönlünü fethediyor. Mutfaktan mobiyaya, kırtasiyeden giyime daha fazla her alanda cupcakeleri görebilirsiniz.

              Emin olun bu çılgınlığa adım attığınız anda geri dönüşü olmayan bir yola giriyorsunuz ve ben de bu çılgınlığın tam olarak ortasında bulunmaktayım :)

             Aşağıda bugüne kadar çeyizime almış olduğum cupcake temalı ürünleri bulabilirsiniz.

                                                                        Tantitoni




                                                                   Tansaş ve A101




                                                                            Migros


                        




Tantitoni







English Home



Migros





Ve diğer internet siteleri...


Bugünkü postum belki biraz tatlı olmuş olabilir. Bir dahakinde görüşmek üzere.


Sevgiler,

Merhaba

Herkese merhaba,

Öncelikle bloguma kendimden bahsederek başlamak istiyorum.

Peki, ben kimim?

       90ların başında doğmuş ve o günlerin özlemini hala çeken, geleceğin İngilizce öğretmeni, bütün dilleri incelemeye ve öğrenmeye meraklı, gezmeyi ve yeni yerler görmeyi çok seven, bir erkek kardeşi bir de dünyalar kadar sevdiği erkek arkadaşı olan bir Pembe Balığım.

Neden Pembe Balık?

      Balık burcu olmanın verdiği hayalperestlik ve pembe aşkı birleşince dünyadaki her şey gözünüze pembe gözüküyor ve tabi ki hayaller hiçbir zaman hayal olarak kalmama şartıyla kuruluyor!

           Son günlerde deli gibi çeyiz alışverişi içerisinde olduğum için blogumda bolca çeyiz ürünleri bulacaksınız. Ayrıyetten, örgüye, yemek ve pasta yapmaya meraklı bir kişi olarak sizlere bu alanlarda da paylaşımlarda bulunacağım.

Sevgiler,